Ana SayfaİŞ DÜNYASIAkfen Yenilenebilir yeşil hidrojen için inceleme yapıyor

Akfen Yenilenebilir yeşil hidrojen için inceleme yapıyor

Hidrojenin Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli bir yer tutacağını söyleyen Akfen Yenilenebilir Enerji CEO’su Mustafa Kemal Güngör, “Yeşil hidrojen üretim tesisi kurulması ile ilgili incelemelerimizi sürdürüyoruz” dedi.

HidrojenHaber – Dünyada ve Türkiye’de enerji dönüşümü, ekonomi aktörlerinin gündem maddeleri listesinin ilk sıralarında yer alan konu başlıklarından biri. Enerji dönüşümü denilince de verimlilik, yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına ağırlık verilmesi ilk akla gelen çalışmalardan.  Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji tüketimi içindeki ağırlığının arttırılabilmesi için teknoloji de önemli kaldıraçlardan biri. Bu arada hidrojeni de enerji dönüşümünde, özellikle yenilenebilir enerjiye geçişte kaldıraç etkisi olacak bir araç olarak gösteren yaklaşımlar var.  Türkiye’nin önde gelen enerji şirketlerinden Akfen Yenilenebilir Enerji’nin CEO’su Mustafa Kemal Güngör; HidrojenHaber.com‘un yeşil dönüşüm, verimlilik ve hidrojene ilişkin sorularını yanıtladı… 

Hidrojenhaber: Enerji dönüşümünde hidrojene de bir rol düşecek mi?  

Mustafa Kemal Güngör: Hidrojen, enerji dönüşüm sürecinde kritik bir rol oynamaya aday. Bu dönüşüm, karbon emisyonlarını azaltma ve fosil yakıtlardan bağımsız bir enerji sistemine geçiş amacını güdüyor. Hidrojen, özellikle karbon emisyonu olmayan enerji taşıyıcı bir yakıt olarak, farklı sektörlerde fosil yakıtların yerine geçme potansiyeline sahip.  

Hidrojenhaber: Bu nasıl olacak?

Mustafa Kemal Güngör: Hidrojenin bu dönüşümdeki rolü üç temel başlıkta değerlendirilebilir; 

-Endüstriyel Üretim ve Isı Gereksinimi,

-Yenilenebilir Enerjinin Depolanması ve Kullanımı,

-Ulaşım ve Mobilite Çözümleri. 

Hidrojen enerji dönüşümünde yenilenebilir enerji entegrasyonu, karbon nötr endüstriyel üretim ve sürdürülebilir ulaşım gibi kritik alanlarda tamamlayıcı bir rol üstlenecektir. 

Hidrojenhaber: Akfen Yenilenebilir Enerji’nin hidrojen alanında çalışmaları var mı? 

Mustafa Kemal Güngör: Evet, şirketimiz Akfen Yenilenebilir Enerji olarak, Türkiye’nin yeşil dönüşümüne katkıda bulunacak olan yeşil hidrojen üretim tesisi kurulması ile ilgili incelemelerimizi sürdürüyoruz. Bu projelerin hayata geçirilmesi durumunda, Türkiye’de yeşil hidrojenin geliştirilmesine katkı sağlamayı ve sürdürülebilir enerji kaynakları kullanımının arttırılmasını amaçlıyoruz. Bu tesisler, yerel enerji üretimine katkıda bulunmakla kalmayıp, Türkiye’nin hidrojen ekonomisine öncülük etme yolunda önemli bir adım olacaktır. 

İlginizi çekebilir:  IEA’nın Küresel Hidrojen Raporu 2022

Hidrojenhaber: Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynakları ve hidrojen ilişkisine nasıl bakıyorsunuz?  

Mustafa Kemal Güngör: Türkiye, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından büyük bir potansiyele sahip. Bu kaynaklar, düşük karbonlu hidrojen üretiminde kullanıldığında ülkemize hem enerji bağımsızlığı hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük fayda sağlayabilir. Hidrojenin, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının fazla üretim yaptığı dönemlerde enerji depolama aracı olarak kullanılması, arz-talep dengesinin sağlanmasında da yardımcı olabilir. 

Hidrojenhaber: Sizce mobilitede geleceğin hâkimi elektrikli araçlar mı, hidrojenli araçlar mı olacak?  

Mustafa Kemal Güngör: Elektrikli araçlar ve hidrojenli araçlar geleceğin mobilitesinde birbirini tamamlayan teknolojiler olarak öne çıkıyor. Kısa mesafeli ulaşımda elektrikli araçların daha fazla tercih edilmesi beklenirken, uzun mesafeli ulaşım, ağır yük taşıyan araçlar ve denizcilik gibi alanlarda hidrojenin öne çıkması muhtemel. Her iki teknoloji de farklı kullanım senaryolarına hitap ederek mobilitenin sürdürülebilir bir şekilde dönüşümüne katkı sağlayabilir. 

Hidrojenhaber: Hidrojen çalışmalarının yaygınlaşması için Türkiye’de nelere ihtiyaç var?  

Mustafa Kemal Güngör: Türkiye’de hidrojen çalışmalarının yaygınlaşması için öncelikle altyapı yatırımlarının artırılması gerekiyor. Ayrıca, hidrojenin üretim, depolama ve taşınmasına yönelik mevzuatın belirlenmesi ve bu alanda teşviklerin sağlanması da önemli. Araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) yatırımları ile yerel üretimin desteklenmesi, Türkiye’nin hidrojen teknolojilerinde uluslararası alanda da rekabet edebilir bir konuma gelmesine katkı sağlayacaktır. 

Türkiye, coğrafi konumu ve yenilenebilir enerji kaynaklarına erişim avantajıyla hidrojen ekonomisinde stratejik bir konuma sahip. Akfen olarak, yeşil hidrojenin Türkiye’nin enerji geleceğinde önemli bir yer tutacağına inanıyoruz ve bu alanda incelemelerimize devam ediyoruz.  

Mehmet DAYIOĞLU – HİDROJENHABER

İLGİLİ HABERLER
- Advertisment -

POPÜLER HABERLER