HidrojenHaber – Enerji güvenliği sadece Türkiye’nin değil, tüm ülkelerin öncelikli meselelerinden biri. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın açıkladığı stratejik planlar, YEKA projeleri ve durmaksızın süregiden enerji diplomasisi bu önceliğin bir ispatı. Enerji denilince altbaşlıklarda ise sürdürülebilirlik, yenilenebilirlik ve enerjide yerlilik bulunuyor. Bir ülkenin kendi enerjisini kendi geliştirdiği ekipmanlarla üretmesi stratejik öneme sahip. Bu yerlilik bir yandan dışa bağımlılığı ortadan kaldırırken, diğer yandan milli kaynakların ve servetin de yurtiçinde kalmasını sağlıyor.
Son dönemde kurulumları artan yenilenebilir enerji santrallerinde de devletin getirdiği önemli yerlilik şartları var. Örneğin Enerji Bakanlığı’nın açıkladığı YEKA şartnamelerinde tekliflerin en az yüzde 75 yerlilik oranına sahip olmaları gerekiyor. Bu şartlar, Çin mallarının egemenliğindeki ekipman pazarında yerli girişimlerin de filizlenmesini sağlıyor.
Bu girişimlerden biri de Ankara merkezli Milpes Elektronik. Şirket, 1995 yılında kurulan ve sektörde enerji altyapısına yönelik alıp yerine getirdiği taahhüt işleriyle tanınan Ayduran Elektrik’in bir kolu. Milpes Elektronik, sektörde artan güneş enerjisi santral yatırımlarını takip ederek güç elektroniği alanında bir fırsat görmüş ve bu alana yatırım yapmış bir şirket. Tamamen yerli malzeme, işçilik ve yazılım kullanarak kendi invertörlerini üretmeye başladı. Milpes Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Ayduran, Enerji Günlüğü’nün sorularını yanıtladı:
Enerji Günlüğü: Ayduran Elektrik ve Milpes Elektronik ne iş yapar bize anlatır mısınız?
Bilal Ayduran: Ayduran Enerji 1995 yılında kuruldu, enerji alanında faaliyet gösteriyoruz. Daha çok elektrik altyapı taahhüt işleri, dağıtım ve iletim sektörü altyapısında tesis işleri yapıyoruz. 2010 yılında biri Artvin’de biri Antalya’da 2 hidroelektrik santral yatırımımız oldu. Böylece enerji sektörünün diğer bir koluna girmiş olduk. 2023 yılı itibariyle kurduğumuz Milpes Elektronik adlı şirketimizle güç elektroniğinde de yer almak istedik.
Taahhüt işi yapan bir firma neden üretime girmek ister?
Taahhütte belli bir süre iş yaptıktan sonra başka bir alana kaymanız gerekiyor. Baktığınız zaman Türkiye’deki taahhüt şirketlerinin hepsinin bir değişim geçirdiğini görürsünüz. Solar invertör kısmında böyle bir fırsat görünce şirket olarak buna yatırım yapmak istedik.
İnvertörler tamamen yerli ve milli mi olacak?
Milpes Elektronik 2023 yılında kuruldu. Güç elektroniği alanında başladık ama şu an özellikle ilgilendiğimiz konu solar invertör üretimi. Buna da deneyimli ar-ge ekibimizle birlikte yola çıkarak başladık. Ekibin özellikle solar invertör konusunda yaklaşık 6-7 yıllık tecrübe ve bilgi birikimi var. Bir ar-ge laboratuvarı kurduk. Burada ilk ürünümüzü tasarlamaya başladık. İnvertörlerin tasarımından yazılımına kadar herseyi yerli kaynaklarla yapıldı. Tamamen kendi üretimimiz. Herhangi bir dışa bağımlılığımız yok bu konuda. Şu anda 25 KW ve 33 KW’de iki ürünün tasarımı bitti, testlerini de başarıyla geçti, aralık ayında üretime başladık.
Seri üretim mi olacak sipariş bazlı mı üretim yapacaksınız?
Sektörde daha çok proje bazlı çalışıldığı için tabii ki sipariş bazlı üretim bizim önceliğimiz olacak. Belli bir miktar stok yapılır mutlaka ama daha çok sipariş bazlı gideceğiz.
Farklı ürünler de gelecek mi?
Bu 2 üründe üretime aralık ayında başlıyoruz. Ar-ge çalışmaları ise devam ediyor bu iki ürünle kalmayacağız. Özellikle 50 KW ve 125 KW ürünlerimizi de 2025 yılı içinde çıkarmayı planlıyoruz. Üretimlerimiz bunlarla devam edecek.
25 KW ve 33 KW dediniz. Ürün detaylarını anlatır mısınız?
Bu ürünler çatıda veya arazide kullanılabilir. Öyle bir ayrım yok. Ama arazi GES’ler daha yüksek güçlerde olduğu için 100 KW bir tane yerine 33’ten 3 adet kullanmanız gerekir. Orada bir fayda-maliyet analizi yapılması gerekiyor. Onun için bu güçler daha çok küçük arazi GES’leri veya çatı tipi GES’ler için uygun. Ama 50 ve 125 KW’lık olanlar çıktığında onlar arazi GES’lere daha uygun olacaklar.
Üretim yapmaya karar verdikten sonraki süreçte zorluklarla karşılaştınız mı? İşler nasıl ilerledi?
Bu işin ar-ge kısmı zor bir iş zaten. Bizim en çok zorlandığımız tasarım kısmı oldu. O kısım bayağı bir süre alıyor. Bir yatırım yapıyorsunuz, finansman bulmanız, koymanız gerekiyor. Türkiye’de yatırım ortamında faizler çok yükseldi. Dolayısıyla biz bunu hep özsermayeden yapmak durumunda kaldık. Uygun krediler, destekler olmadı. Şu ana kadar tamamen özkaynaklarla finanse ettiğimiz bir proje.
TÜBİTAK veya üniversitelerden herhangi bir destek aldınız mı?
TÜBİTAK’tan ar-ge desteği aldık. Projemiz desteğe uygun görüldü. Şu anda bitmek üzere olan bir destek programındayız. Bunun dışında yatırım teşvik belgesi aldık. Farklı başvurularımız da var ama şu ana kadar alabildiklerimiz bunlar.
Bu alanda çok rekabet var. Yerli invertör üretimine başlayan faklı şirketler de var veya hazırlık yapanlar olduğunu duyuyoruz. Yatrımcılar neden sizinkini tercih etmeli? Farkı nedir?
Önce yerlilik kavramını bir tartışmak lazım. İnvertör üreten yerli şirketler olduğunu biliyoruz. Bir sürü firma farklı ürünlerde de “yerli üretim yapıyoruz” diyor ama bunların ne kadarının tasarımı, yazılımı kendilerinin tartışılır.
Burada “bizi niye tercih etsinler?” Kısmına gelirsek eğer, bütün tasarım ve yazılım, uzaktan izleme sistemi kendimize ait olduğu için kimseye bağımlı değiliz. Dolayısıyla kullanıcılara, kendilerine yönelik çözümler de sunabiliyoruz. Bir sıkıntı, sorun çıktığı zaman anında müdahale edebiliyoruz, çünkü üzerinde biz değiştirebiliyoruz hemen bunu. Başka birinden izin almamız veya başka bir tasarımı incelememiz gerekmiyor.
Devlet yerli ürün kullanımını teşvik ettiği için şu anda işin önü açık. Daha ilerisi için öngörüleriniz var mı?
İnvertör konusunda enerji bakanlığının açıkladığı strateji planlarına göre 2030 ve 2050 hedeflerinde büyük çoğunluğun GES yatırımı olduğunu görüyoruz. GES yatırımı olduğu sürece invertör ihtiyacı bitmeyecek. Biz invertör ihtiyacının önümüzdeki senelerde daha da büyüyeceğini düşünüyoruz. Bizim en önemli motivasyonumuz da bu zaten.
Yerlilik konusunda görüşleriniz nedir?
Yerlilik kavramı biraz tartışmalı. Yurtdışından parçaları getirip, burada birleştirip “Biz yerliyiz” diye ortaya çıkan da var. Dolayısıyla bizi korkutan şeylerden biri Avrupa Birliği ve ABD’nin yaptırımları nedeniyle Çinli firmaların Türkiye’ye gelip yerliymiş gibi üretim yapmaları ve bu ürünleri satmaları. Başka alanlarda bunu yapan firmalar var. Bu da devletin verdiği teşviği baltalayan bir uygulama oluyor.
Yani devlet gerçekten yerli olan üreticileri korumalı diyorsunuz.
Şu anda otomotivde, elektrikli otomobillerde de aynı şeyi konuşuyoruz. Güneş panelinde de aynı şeyler oldu ve engelleme getirildi. Hücre üretimi yapılması gerekiyor. Ama bundan önce serbestti, 2 yıl boyunca herkes herşeyi sattı. Bir sabah kalktığımızda farklı bir yönetmelikle karşılaşabiliriz. Enerji piyasasında yatırımcıları korkutan en büyük sıkıntılarımızdan biri bu.
Bu nedenle pek çok şirket Türkiye yerine Avrupa’da, Balkanlar’da, İtalya’da yatırım yapmaya çalışıyor.
Bir yatırım yapıyorsunuz, bunun geri dönüşünü hesap ediyorsunuz. Siz yatırıma başladıktan sonra bir de bakıyorsunuz bir karar veriliyor. Yatırımınızın dönüşü 3 seneyse birden bire 6 sene oluyor. Yada 6 seneyse 1 seneye düşüyor. Şansa kalmış…
Mehmet DAYIOĞLU – HİDROJENHABER