Hidrojen Haber- Daimlere göre Avrupa’nın ağır taşıt filosunu karbondan arındırmanın en ekonomik yolu, hem hidrojen hem de elektrik altyapısına yatırım yapmak. Şirket, bu altyapıların genişletilmesinin, sadece elektrik şebekesini büyütmekten daha düşük maliyetli olduğunu savunuyor.
Daimler Truck teknoloji başkanı Andreas Gorbach’a göre, her iki altyapının inşası, tek başına elektrik şebekesini genişletmekten daha az yatırım gerektiriyor. Gorbach, “Elektrik altyapısının ilk maliyeti düşük olsa da, şebekenin yükseltilmesi oldukça pahalıya mal oluyor” diyor ve ekliyor: “Buna karşılık, hidrojen altyapısının maliyeti, talep ve kullanım arttıkça azalır.”
Gorbach, Avrupa’da 2030 iklim hedeflerine ulaşmak için yaklaşık 35 bin megavatlık şarj cihazı ve 2 bin hidrojen yakıt ikmal istasyonunun kurulması gerektiğini belirtiyor. Bu, ayda 400 şarj noktası ve 25 dolum istasyonu anlamına geliyor.
Gorbach, hidrojen kamyonları ve akülü kamyonlar için dengeli bir “güneşten tekerleğe” verimliliğin olduğunu savunuyor. Güneş enerjisiyle üretilen yeşil hidrojenin, Avrupa’daki benzer büyüklükteki bir güneş enerjisi tesisinden gelen enerjiyle bir akülü kamyonla benzer bir menzilde seyahat edebileceğini belirtiyor.
Damler, Avrupa’nın enerji ihtiyacının yüzde 60’ını ithal ettiğini ve net sıfır bir gelecekte bile kıtanın talebinin yüzde 100’ünü karşılayamayacağını öne sürüyor. Şirket,hidrojen ve akülü elektrikli araçların işletme maliyetlerinin, mevcut dizel seçenekleriyle rekabet edebilmek için önemli ölçüde düşmesi gerektiğini kabul ediyor.