Ana SayfaÇEVRESELTaşeli Platosu Temiz Enerji Havzası olacak

Taşeli Platosu Temiz Enerji Havzası olacak

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, denizden 1900-2500 metre yükseklikteki Taşeli Platosu’nun, rüzgâr ve güneş santralleri ile depolama tesisleri ve yakınındaki Akkuyu Nükleer Santrali’nin katkısıyla Temiz Enerji Havzası haline gelebileceğini bildirdi.

Hidrojenhaber – Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden, güneş, rüzgâr, nükleer ve elektrik depolama projeleriyle, bir temiz enerji havzası adayı olarak gündeme getirdikleri Taşeli Projesi’ni Enerji Günlüğü’ne anlattı. TÜREB Başkanı Erden, gazeteci Mehmet Kara’nın sorularını yanıtladı.

TÜREB’in çeşitli projeleri var size uzun dönemli bir çalışmayı, Taşeli Projesi’ni sormak istiyoruz… 

Taşeli Projesi, aslında 2020’den beri Türkiye RüzgârEnerjisi Birliği yönetiminde kafa yorduğumuz bir proje. Taşeli, orayı bilen, o bölgede rüzgâr santrali geliştirmiş, yatırım yönetmiş insanlar olarak çok büyük potansiyelde bir alan olarak gördüğümüz bir yer. 

Neden ve nasıl gündeme geldi Taşeli? 

2021 ortalarında, ilk YEKDEM süreci biterken, geçmişten kalan projelerin kurulumları da yavaş yavaş tamamlanıyordu. O dönemde “rüzgâr santralleri epey kuruldu, zaten çok da yer kalmadı galiba, bundan sonra rüzgâr yatırımları yavaşlayacak mı acaba” havası oluşmaya başlamıştı. Biz de şunu söyledik: Türkiye’nin çevresinde, içerisinde pek çok noktada büyük ölçekli rüzgâr alanları var. İşte bunlardan en çok gözümüze batan, en gerçekten hayalini kurduğumuz, önem verdiğimiz alanlardan bir tanesinin de Taşeli Platosu olduğunu konuştuk. Neden Taşeli Platosu dedik? Tam adına da uygun, gerçekten taşlık bir bölge Taşeli. 1900-2500 metre arasında kotlarda ve göçerler dışında bir yerleşim yok, hayvansal varlık kısıtlı, orman varlığı neredeyse hiç yok. 

Hangi yerleşim birimlerine yakın? 

Taşeli, Mersin’in kuzeyi, Konya’nın ve Karaman’ın güneyi. Bir tarafta Konya, öbür tarafta Pozantı-Adana. Ama Karaman-Mersin arasında Mut ilçesinden başlayıp Ermenek, Mut’tan başlayıp Pozantı’ya kadar uzanan coğrafyada bir plato. Coğrafya dersinde hepimizin ortaokul ve liseden beri bildiğimiz ama gitmeyenlerin bilmediği bir yer. Şimdi bu bölgede geçmiş yıllarda yapılmış rüzgârsantralleri var. O santraller gerçekten Türkiye’nin en yüksek kapasite faktörlü, en yüksek üretim verimliliğine sahip santralleri arasında. Dolayısıyla bu bölgenin rüzgâr potansiyeli çok yüksek. 

Hem alan var hem potansiyel yüksek, o halde neden yatırım yok? 

Ama bu bölgede rüzgâr olsa da şebeke zayıf. Dolayısıyla ufak tefek 3-5 projenin yapılma şansı yok. O bölgede gerçekten büyük ölçekli proje olması gerekirdi. Biz de detaylı bir çalışma yaptık. Rüzgârölçümleri, ondan sonra kısıt analizleri, izin süreçleriyle ilgili tahliller yaptık. Şunu gördük: Bu bölgede gerçekten çok büyük bir potansiyel var, şebeke getirmeye değer. 

İlginizi çekebilir:  Offshore rüzgar enerjisi yerinde depolanabilecek

Yani şebeke yakınına santral yerine, şebekeyi kurulacak santrallerin yanına uzatmak…  

Evet. Bu bölge 10.000 MW’ın üzerinde rüzgâr, 20.000 MW’dan fazla da güneş potansiyelini barındırabilir. Anamur ve Silifke 70 kilometre. Yani 70 kilometre sonra deniz kıyısına ulaşıyorsunuz. Dolayısıyla burayı dengelemek için çok büyük batarya imkânı da sağlayabilirsiniz. Hidrojen üretebildiğiniz, batarya kullanabildiğiniz, rüzgâr ve güneşin bulunduğu bir yerde toplamda 30.000 MW üzerinde potansiyel olursa, tabii ki şebekeyi buraya getirmeye değer. Biz de buna inandık. 

Haberin tam metnini görüntülemek için tıklayın

İLGİLİ HABERLER
- Advertisment -

POPÜLER HABERLER